You are viewing a plain text version of this content. The canonical link for it is here.
Posted to dev@tomcat.apache.org by Haluk Durmus <ha...@gmx.de> on 2006/09/17 22:08:25 UTC

Muzakara 2006-09-17 - gecici dünya

Allah
Bismillah


17- Şeyh Ebu Medyen el-Gavs radıyallahuanh buyurdu ki:

  “Dünyayı, ona yüz verene at ve sen yüzünü Mevlâ’na çevir”.

Şeyh el-Alevi (r.a) der ki “Insanlar dünya sevgisinden sarhoş, onu talep  
etme konusunda da şaşkın bir haldeler: “İnsanları sarhoş olmadıkları halde  
sarhoş iken görürsün!”1 o sarhoşluk onların kalplerini ve gönüllerini  
hatta kulaklarını ve gözlerini ele geçirmiştir: “Onları sana bakarken  
görürsün; fakat onlar görmezler!”2 “Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler;  
onlar akletmezler!”3 Yani dünyadan başka bir şeye kafaları çalışmaz ve  
onun dışındaki bir şeye iltifat etmezler. Allah’tan, bir merkebin aslandan  
kaçtığı gibi kaçarlar: “Sanki onlar, bir aslandan kaçan ürkmüş merkepler  
gibidirler.”4 Onlara seslendiğinde duymazlar. Onlara nasihat ettiğinde  
öğüt almazlar. Sana, “duyduk” derler fakat onlar duymamışlardır.
  Ey sıddık mürid! Dünyayı onunla meşgul olan kimselere at ve sen Mevlana  
yönel. Saha açık, meydan geniş; dünyayı atacak olursan sana ne itiraz eden  
olur ne de engelleyen. Bu nasihate kendini ver ve Mevlana yönel. Çünkü  
Allah’a yönelenler azdan bile daha azdır. Hatta ondan da azdır. Böylece  
Allah’a yönelme konusunda senin benzerin az olduğu için Allah katında  
değerli olursun. Hatta vuslata erer ve aştığın o şeyi de aşarsan Allah  
azzevecelle’nin katında “makbul” olursun. Nasıl olmayasın ki! Dünyayı onun  
ehline atmışsın ve sen onu Yaratan’a yönelmişsin. Hiç şüphesiz O seni  
kendisine cezbedecek ve seni Kendisine alacaktır. Bu O’nun şanındandır.  
Bir kelamında şöyle buyurur: “Bana iştiyak duyana ben de iştiyak duyarım.  
Bana yaklaşana ben de yaklaşırım. Muhakkak ki ben o kula kendisinden daha  
evlayım.”


Şeyh Ebu Medyen el-Gavs radıyallahuanh buyurdu ki:

“Zâil olanla süslenen kimse, aldanmıştır”.

Hiç şüphesiz Allah’ın dışındaki her şey gelip geçicidir. Özellikle de  
dünya ve onun süsleri. ...
Gelip gecici şeylerle gururlanan kimsenin misali uykusunda bir sürü  
dirheminin olduğunu gören kimse gibidir. Bu rüyanın etkisiyle uyanır ve  
eline bakmaya başlar. Fakat hiçbir şey bulamaz. Çünkü önceki yaşadığı  
halin hariçte bir varlığı yoktu. O sadece o hali yaşayanlara özgü izafi  
bir durumdur. İşte dünyalık mal, makam, güç, başkanlık ve buna benzer  
şeylerle süslenenler de böyledir. Buradan çıkıp Ahiret’e gittiklerinde  
ellerini boş bulurlar: “Ancak su ağzına ulaşsın diye iki elini suya uzatan  
kimse gibidir. Halbuki su ona ulaşamaz.”5 Böylelikle önceki yaşadığı  
haleti sadece bir uyku, bir rüya gibi görür. Zira Sallallahualeyhivesellem  
buyurdu: “İnsanlar uykudadır; ölünce uyanırlar.”

Yakaza ehli yani arif-i billahlar gelip geçici şeylerle süslenmezler.  
Onların zineti, süsü ancak Allah’ı bilmek ve ondan haşyet duymaktır..

Bunu, kendilerinden önceki salihlere ve hulefa-i raşidine uymak için  
yaparlar. Çünkü onlar içlerini dünyadan ve onun süslerinden  
arındırmışlardır. Onlar dünyadan ancak ihtiyaçları kadar aldılar ve  
Ahiretlerinden ziyade onunla meşgul olmadılar.”

Allah bizleri geçici olan dünyayla aldanmış olmaktan korusun ve yüzlerini  
Mevla’ya dönenlerden eylesin..